Formspring bobiler.örg Facebook bobiler.örg Twitter RSS Feed

Bir kıza açılırken yaşadıklarım (Acı ama gerçek!)

*Bu blog yazısı 23 Aralık 2010 tarihinde Oyungezer Online'da tarafımca yayınlamıştır. Olaylar tamamiyle gerçektir

Nerden başlasam bilmiyorum canlarım. Başlık bile çok eğreti duruyor biliyorum ama en iyi bu şekilde anlatabilirim…


“Ne anlatıyor bu deli?” demeyin. Olay açık, dersaneden bir kızı “seviyordum” ve ona teklif etmeye -bu tabiri her ne kadar sevmesem de- karar vermiştim. “Eee bundan doğal ne var ki?” diyebilirsiniz ama demeyin! Ben öyle çok kızla çıkmadım ki, hiçbir zaman o kurt adam ben olamadım :)


Aslında her şey hazırdı; konuşmalar, buğulu sözler, ikna çabaları. Her şey kafamda bitmişti. “Sevdiğim” kıza teklif etmeye hazırdım. Çarşamba günü arkadaşlar aracılığıyla kıza haber gönderdim ve konuşmak istediğimi bildirdim. Dersimi iyi çalışmıştım, onu kaybedemezdim. Bu yüzden teklifimi kabul etmezse arkadaş kalmayı isteyecektim ondan. Cumartesi günü sabah sıfır adrenalinle derslere başladık, ders çıkışı bir kafede buluşup onunla konuşacaktık. Derslerin sonuna gelindikçe kalbim hızlanıyor, vücuduma ekstra adrenalin pompalanıyordu. Vazgeçmek istedim ama çok geçti.



Son zil çaldığından hemen kendimi dışarı attım. Polifonik dersane zili ölüm marşı gibi geliyordu kulağıma. Kız geldi, kafeye gittik ve yerlerimize kurulduk.

(Ulan yalnız şu an kendimi erotik hikaye anlatıyor gibi hissediyorum. :D)



Kıza uzun bir süre baktım ve konuşmaya başladım:



(+: Ben)

(-: Kız )



+ Ya ben dersanenin ilk gününden beri senden hoşlantı demeyelimde yeaani bir sevme durumu var. (Evet aynen bunu dedim :) )

+ Ama sana teklif etmek istemiyorum daha doğrusu korkuyorum çünkü kabul etmeyeceğini tahmin ediyorum. Yanlış mıyım? (Bak bak burada nasıl pası kıza attık)

- Teklif etmeden bilemem.. (Burada hafiften tebessüm etti)

+ Nasıl yani? (O sırada içimden “hass.. kabul edecek lan!” diye seviniyorduuum ki)

- Bak ben seni anladım: Sen beni seviyorsun, ama kabul etmem ve beni kaybedersin diye teklif etmiyorsun değil mi?

+ Hah evet! Onun için ben seninle arkadaş kalmak istiyorum!


Buraya kadar her şey “eh işte” gitmişti sonra kız eline aldı sazı:

Öncelikle doğru düşünmüşsün teklifini kabul etmeyecektim. Şöyle bir laf var bilmem bilir misin? ‘Ben yari gül diye koklarım..'” falan filan diye bi laf edince ağzına sandalye ile vurasım geldi, hiç sevmem öyle özlü sözler. Ben efendi efendi konuşmasının bitmesini beklerken kız, “Ayrıca arkadaş kalmak istediğini söylemişsin ama biz arkadaş değildik ki arkadaş kalalım” dediği an şerefsizim yerin dibine geçtim. O kadar yapılan hazırlık, ayna karşısında verilen çok bilmiş cevaplar… Hepsi önemsizdi artık. Kız topu 90’a çakmıştı, kapak yapmıştı, paramparça etmişti. Resmen inci sözlükte @2nin tecavüz ettiği @1 gibiydim. Hiç konuşmadım sadece haklısın dedim, oldukça eziktim.


Sonra kız “Tamam seninle yine selamlaşırım falan ama artık aramızda öyle samimiyet olmaz “ diyerek beni avuttu. Daha doğru bi tabirle işini bitirdikten sonra 100 dolarını komidinin üstüne bıraktı..

Neskafesini içip kalktık sonra görüşürüz dedikten sonra (Hee görüşürüz :) ) ayrıldık. Ve bugün ilk kez kapının önünde karşılaştık, birkaç saniyelik bakışmadan sonra selam verip hızlıca uzaklaştım.

İşte böyle canlarım. Çok kırgınım şu an ama istediğiniz gibi dalga geçebilirsiniz, canınız sağolsun. Hala çok kötüyüm ben ama ağlasam mı ki? :(

İstemiyorum Hiçbirinizi!




Bu sefer giriş yazısı yazmamaya karar verdim, çok net konuşacağım. İstemiyorum hiçbirinizi!

Ben çok seviyorum arkadaşlarımı, çok değer veriyorum. Bazıları bunun aşırı olduğunu söylüyor ama napayım işte seviyorum var mı ötesi? Evet var.

Elimden geldikçe iyilik yapıyorum hepsine, mutlu etmeye çalışıyorum ama arkamdan iş çevirmeler başlıyor sonra. Siz söyleyin bakayım, mübah mı bunlar? Anlamıyorum niye? Ulan ben senin iyiliğini istiyorum, sen üzülme hiç bir zaman istiyorum ama senin yaptığın şu şeye bak! Yakışıyor mu lan sana? Yakıştırıyor musun acaba bu pisliği üstüne?

Ne oldu diye sormayın Allah aşkına. “Dost bildiklerim hayatımı skiyorlar günden güne.” Cevabını verdirtip ergene çevirmeyin beni. Öyle bi şeyde var mesela. Ergen tribi gibi duruyor, lafta edemiyorum.

Zaten yukarıda belirttim sormazsınız daha ama cidden yetti lan. Her seferinde söz veriyorum kendime; yok diyorum, bir daha diyorum, değer vereni sksinler diyorum, yine değer veriyorum. Galiba biraz şerefsize benziyorum (ahahayt zor anlarda bile espri yapmak)

Cidden gidin zarar verecekseniz, ben kırılmam. Bilgisayarım var benim, oyunum var, şuyum var, buyum var! Yalnızlığın nasıl bi şey olduğunu biliyorum. Çoğu insana acı verir fakat ben sklemem; Çünkü müziğim var benim, kulaklığım var! Bunlarla hayat güzel geliyor bana.

Evet çok net söylüyorum! Zararlıysanız bi siktir olup gidin hayatımdan, ben çok iyiyim zira. Ama kalıpta zarar verdiğiniz her gün beni yıkıyorsunuz*


* Kendime söz verdim bundan sonra. Hayatıma çomak sokanın hayatına sokarım.(Abi çok güzel laf söylüyorum da ergen tribi gibi duruyor :( )