Formspring bobiler.örg Facebook bobiler.örg Twitter RSS Feed

Kullanma Klavuzu


Canım sıkıldı bir gün, içimde bir şeylere hükmetme isteği. Nasılda tatlı bir his, sıcak..



Bir şeylere hükmetmem lazımdı, bir şeyleri boyunduruğum altına almam lazımdı. Dışarı çıktım, baktım bir ağaç. Ağaç! Dedim. Bundan sonra benimsin, ben hangi meyveyi istersem onu vereceksin. Dinlemedi.. Üzerini bıçakla çizmeye başladım, kımıldamıyordu. Ağaca hükmedemiyordum.



Yoluma devam ettim, baktım bir araba. Araba! Dedim. Bundan sonra benimsin, ben nereye istersem beni oraya götüreceksin. Şimdi aç kapılarını. Açmadı.. Tekme attım, acı bir çığlık attı. Meğerse alarmı ötmüş. Arabaya hükmedemiyordum.
Koşarak uzaklaştım, dedim ki: Niye zamana hükmetmeyeyim? Durdum, Zaman! Dedim. Bundan sonra sen benimsin, beni hiç yaşlandırmayacaksın, öldürmeyeceksin. Olmadı! Her geçen gün daha da buruşuyordu bedenim, ölüme daha da yaklaşıyordum. Zamana kesinlikle hükmedemiyordum.



Sonra aklıma uçuk bir fikir geldi: İnsana Hükmetmek! Yok artık! İnsan yahu bu olur mu hiç öyle şey? Denemekten zarar gelmezdi ya. Gittim insana. Ama bu sefer nasıl yaklaşacağımı biliyordum. İnsan dedim. Diğerleri kötü, onlar seni incitir, acıtır. Sen bana güven sadece beni dinle. İnanılmaz bir şekilde oldu. Dünyanın en karmaşık yapılı varlığına hükmettim, mutluydum.
Sahi bir ağaç kadar olamıyor muyuz? Dolduruşlara ve itaatlere duyarsız kalamıyor muyuz?
Sahi bir araba kadar olamıyor muyuz? Onları dinlemediğimiz için canımızı yakanlara sesimizi çıkaramıyor muyuz?
Sahi zaman gibi olamıyor muyuz? Kurallarımıza sonuna kadar bağlı kalamıyor muyuz?
Neden kullanma kılavuzumuzu herkese gösteriyoruz, neden kendimizi kullandırtıyoruz?


Bunları düşündüğüm zaman bir şeyin farkına vardım. Biz insandık, zayıftık. Daha da kötüsü, yediğimiz her haltta bu zayıflığın arkasına saklandık!